
Çocuğun Üstün Yararı İlkesi
Giriş
Çocuğun üstün yararı ilkesi, ulusal ve uluslararası hukukta çocuğun korunmasını sağlamak için benimsenmiş temel bir prensiptir. Bu ilke, çocuğun fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal gelişimini en iyi şekilde sürdürebilmesi için alınacak her türlü kararın çocuğun menfaatine uygun olmasını gerektirir.
Birçok uluslararası sözleşmede ve hukuk sisteminde temel bir kavram olarak yer alan çocuğun üstün yararı ilkesi, Türk hukukunda da anayasal ve yasal düzenlemelerle güvence altına alınmıştır. Özellikle boşanma, velayet, kişisel ilişki, nafaka, çocuk koruma ve soybağı davalarında bu ilke, hâkimlerin karar verme sürecinde en temel kıstaslardan biridir.
Bu makalede, çocuğun üstün yararı ilkesinin hukuki dayanakları, uygulanma alanları ve Türk Yargıtay kararları ışığında nasıl yorumlandığı detaylı şekilde ele alınacaktır.
1. Çocuğun Üstün Yararı İlkesinin Hukuki Dayanakları
A. Uluslararası Hukukta Çocuğun Üstün Yararı
Çocuğun üstün yararı ilkesi, birçok uluslararası sözleşmede temel bir kavram olarak yer almaktadır. Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden bazıları şunlardır:
• Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi (BMÇHS) (1989):
• Madde 3: “Kamusal veya özel sosyal refah kurumları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından gerçekleştirilen tüm faaliyetlerde çocuğun üstün yararı esas alınacaktır.”
• Madde 9: “Çocuk, anne ve babasından ayrılmama hakkına sahiptir. Ancak, çocuğun üstün yararı gerektiriyorsa mahkeme kararı ile farklı bir bakım şekline karar verilebilir.”
• Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kararları:
• AİHM, çocukların korunmasına ilişkin verdiği kararlarda çocuğun üstün yararının devletler tarafından öncelikli olarak gözetilmesi gerektiğini belirtmektedir.
Türkiye’de çocuğun üstün yararı ilkesi, uluslararası sözleşmelere dayalı olarak iç hukukta da uygulanmaktadır.
B. Türk Anayasası’nda Çocuğun Üstün Yararı
Türk Anayasası, çocukların korunmasına ilişkin temel hükümleri içermektedir:
• Madde 41: “Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve çocuk haklarının güvence altına alınması için gerekli tedbirleri alır.”
• Madde 10: “Çocuklar, hukuk önünde eşittir ve özel olarak korunur.”
Bu maddeler, devletin çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurarak hareket etmesi gerektiğini açıkça belirtmektedir.
C. Türk Medeni Kanunu’nda Çocuğun Üstün Yararı
Türk Medeni Kanunu (TMK), çocuğun üstün yararını çeşitli hükümlerle güvence altına almıştır:
• TMK Madde 335: “Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır.”
• TMK Madde 339: “Çocuğun yetiştirilmesi, eğitimi ve korunması hususlarında öncelikli olarak çocuğun üstün yararı esas alınır.”
• TMK Madde 346: “Çocuk, velayet hakkını kötüye kullanan ebeveynden alınabilir.”
Bu maddeler çerçevesinde, mahkemeler çocuğun üstün yararına uygun karar vermekle yükümlüdür.
D. Çocuk Koruma Kanunu’nda Çocuğun Üstün Yararı
Çocuk Koruma Kanunu (ÇKK) Madde 4:
• Çocuk hakkında alınacak her türlü kararda çocuğun üstün yararı gözetilir.
• Devlet, çocuğun her türlü istismar ve ihmalden korunmasını sağlar.
2. Çocuğun Üstün Yararı İlkesinin Uygulama Alanları
A. Velayet Davaları
Velayet davalarında, mahkemeler şu kriterleri göz önünde bulundurur:
• Çocuğun fiziksel ve psikolojik gelişimi,
• Çocuğun ebeveynlerden hangisiyle daha iyi bir ilişki kurduğu,
• Ebeveynlerin bakım ve eğitim sağlama yeteneği,
• Çocuğun yaşı ve özel ihtiyaçları.
Eğer çocuğun üstün yararı gerektiriyorsa, velayet hakkı değiştirilerek diğer ebeveyne verilebilir.
B. Kişisel İlişki Kurulması
Boşanma sonrasında çocuğun ebeveyniyle kuracağı kişisel ilişki, çocuğun menfaatine zarar vermeyecek şekilde düzenlenir. Eğer ebeveynin çocuğa zarar verme ihtimali varsa, kişisel ilişki kısıtlanabilir veya denetimli görüşme kararı verilebilir.
C. Çocuk Nafakası
Ebeveynlerin ekonomik durumuna ve çocuğun ihtiyaçlarına bağlı olarak iştirak nafakası belirlenir. Nafaka miktarı çocuğun eğitim, sağlık ve diğer temel ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlenir.
D. Çocuğun Korunması ve Vesayet
Eğer çocuğun ebeveynleri tarafından ihmal veya istismara uğradığı tespit edilirse, devlet çocuğun korunması için çeşitli önlemler alabilir. Mahkemeler, çocuğun güvenliğini sağlamak adına vasi atayabilir veya çocuğu devlet korumasına alabilir.
3. Yargıtay Kararları Işığında Çocuğun Üstün Yararı İlkesi
Yargıtay, çocuğun üstün yararı ilkesini benimseyerek verdiği kararlarla bu ilkenin nasıl uygulanması gerektiğine ışık tutmaktadır:
• Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E.2017/2-1302 K.2019/835 (Velayet Kararı): Çocuğun psikolojik, sosyal ve eğitimsel gelişimi göz önünde bulundurularak velayet belirlenmelidir.
• Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E.2020/3345 K.2020/4728: Çocuğun üstün yararı gereğince velayetin değiştirilmesine karar verilmiştir.
• Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E.2016/12834 K.2017/2347: Çocukla kişisel ilişki kurulurken, ebeveynin hakkından çok çocuğun menfaati esas alınmalıdır.
Sonuç
Çocuğun üstün yararı ilkesi, Türk hukukunda anayasal ve yasal düzenlemelerle güvence altına alınmış ve mahkemeler tarafından hassasiyetle uygulanmaktadır.
Velayet, nafaka, kişisel ilişki ve çocuk koruma davalarında bu ilke temel ölçüt olarak ele alınır. Devlet, çocuğun gelişimini en iyi şekilde destekleyecek kararları almakla yükümlüdür.
Mahkemeler, ebeveynlerin haklarından önce çocuğun fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişimini göz önünde bulundurarak karar vermelidir. Bu doğrultuda, hem ebeveynler hem de hukukçular, çocuğun üstün yararı ilkesini temel bir prensip olarak benimsemeli ve çocuk haklarının korunması için hareket etmelidir.